Başkan’ın Sözü

  Mesut KOCAGÖZ Kepez Belediye Başkanı (Devamı...)

Küratörün Sözü

Sen yıldız olmuş bakarken gök kubbeden, Şükranlarımızın dinmez vaktidir. Ey Şehit Şimdi seni, sana yazma vaktidir. Canını bıraktın bu topraklara, (Devamı...)

Ziyaret Saatleri

Hafta İçi09:30 – 18:00
Hafta Sonu09:30 – 19:00
Müzemiz Pazartesi Günleri Kapalıdır.

İstanbul’un Fethi

İSTANBUL’UN FETHİ(6 Nisan 1453- 29 Mayıs 1453)

İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur”: Hz. Muhammet

Sultan Mehmet’in barış tekliflerini kabul etmeyen Bizans imparatorluğu kendi çıkarları doğrultusunda 24-25 Mayıs 1453’de bir Rum elçiyi Sultan’a gönderdi. Bunun üzerine tarihçi Dukas’agöre Padişah ‘’Buradan gitmekliğim kabil değildir;ya ben şehri zaptederim,yahut şehir beni ölü veya diri olarak zabt eder,eğer şehirden sulhen çekilirsen sana Mora’yı ve kardeşlerine diğer eyaletleri vereceğim; bu suretle dost oluruz. Şayet şehre harben girecek olursam eşraf ve ayanını ve seni öldürüp halkı esir edip mallarını yağmalattırırım’’ cevabını gönderdi.

Osmanlı Ordusu. Kapıkulu ocakları, Rumeli ve Anadolu topraklı yani tımarlı sipahileri; azaplar ve gönüllüler olarak toplam yüz bin ile yüz yirmi bin arasında olduğu düşünülmektedir. Bu gücünün bir kısmı Zağanos Paşa kumandasında Cenevizlilere ait Galata surlarının dışındaki Beyoğlu tarafında bulunmaktaydı. Bizans savunma güçlerinin ise 15.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Haliç’te bekleyen Bizans gemileri ise 39 adetti.

Surların dövülmesi için büyük toplar Vlaharna (Tekfur sarayı) ile Edirnekapı ve Topkapı karşılarına yerleştirilmişlerdi. Bunlardan en büyük top Kaligarya (Eğrikapı) karşısına konmuştu. Fakat bu taraf surlarının pek kuvvetli olmasından dolayı sonuç alınamayacağı düşünülerek buradan kaldırılıp Topkapı’nın kuzey tarafına alınmıştı. Topçular on dört gruba ayrılmış olup bunların üç grubu Vlaharna sarayı kısmında, ikişer grupta Eğrikapı ve Edirnekapı ve dört grup Topkapı (Ayaromanos) ve üç grup ise Silivrikapı mıntıkasına yerleştirilmişlerdi. Pâdişâh karargâhı Topkapı’nın karşısına tesadüf eden sahanın gerisinde yani Maltepe tarafında idi.

Karadan yapılan hücumun başarılı olamaması ve denizden de donanmanın mağlup olması üzerine bir harp meclisi kurularak durum görüşüldü. Zağanos Paşa diğer bazı kumandanlar harbe devama karar verdiler. Halil Paşa’nın yardıma gelmelerinden korktuğu kara ve deniz yardımlarının gecikmesi ve Papa’nın yolladığı donanmanın vaktinde yetişemeyerek İstanbul’un fethini yolda haber alması bir şans olmuştu.

Kara tarafında iç içe geçmiş iki surla çevrili olan İstanbul’un deniz tarafından surları zayıftı ve Fatih Sultan Mehmet bu açığı biliyordu. Haliç’e gemileri karadan yürüterek indiren Fatih, oradaki surları donanmanın bir kısmıyla tahrip etmiş ve beklenilmeyen bu olay karşısında Bizanslılar fikren ilk mağlubiyetlerini almıştı. Tarihçi Barbaro’nun kayıtlarına göre 4 büyük top döktürülmüş ve surların değişik kısımlarını dövmek üzere konuşlandırılmıştı. Osmanlı ordusunun mevcudu 100-120 bin olarak tahmin edilmekle birlikte bu kuvvetin bir kısmı Zağanos Paşa kumandasında galata surlarının dışındaki Beyoğlu taraflarına konuşlanmıştı. Nakliye gemileriyle birlikte büyük-küçük tüm donanma yüz elli parçadan oluşuyordu. Bizans’ın ise toplam 15 bin müdafaa askeri ve 39 gemisi vardı.

Sultan Mehmet tahmin dahi edilemeyecek bir şey yaparak 67 gemiyi bir gecede karadan yürüttü ve bu yürüyüşün güvenliği için zaman zaman limandan zincire saldıracakmış gibi hareket etti.Yol tesviye olundu ve yuvarlak ağaçlardan kızaklar yapıldı; gemilerin kızaklar üzerinden kayması için Galata Cenevizlilerinden zeytinyağı, sade yağı ve domuz yağıyla bu kızaklar iyice yağlandı.Nihayet Tophane’den itibaren donanmadan ayrılan iki, üç ve beş sıra kürekli altmış yedi veya yetmiş iki gemi bir gece içinde (21 – 22 Nisan) Kasımpaşa’ya indirilmiştir.

İşte, elli dört gün süren ve 18 Nisan, 6, 12 ve 29 Mayısta yapılan dört büyük hücumdan sonra, Şarkî Roma İmparatorluğu’nun 1125 senelik başşehri olan İstanbul ( Kostantiniyye) 20 Cemaziyelevvel 857 / 29 Mayıs 1453 salı günü zapt edildi”.

--------------

Yirmi iki yaşında İstanbul’u fethederek tarihte FATİH unvanını almış olan II. Mehmet, surların işgal edilip askerin şehre girmesinden sonra halk, kadın, çocuk, büyük kiliseye doğru kaçışıyor ve kaçamayanlar esir ediliyorlardı. Askerler, Ayasofya’ya kadar gittiler, kiliseye dolmuş olan halk arasından istedikleri kadar esir aldılar. Fatih sıkı bir muhafaza altında olarak maiyetinde vezir, ulema ve sair ileri gelen devlet adamlarıyla birlikte muhteşem bir alay ile Topkapı’dan şehre girdi.

“Şehirde yer yer mücadele oluyordu; kumandanlar Padişaha: Sen bizzat şehre girmezsen biz ahaliyi itaat ettirmeğe mecbur kalamayız deyince, Sultan Mehmet: imparatorun aranmasını emrettiği gibi, halka taarruz edilmemesini ve halkın itaat eylemesini emreyledi; bu suretle şehirde sükûnet hasıl oldu. Şehirdeki bütün ölüler yakıldı, şehir temizlendi; padişah Romanos Topkapı’dan şehre girerek, Ayasofya kilisesine gitti, oraya gelince atından indi, yere kapandı ve toprak alıp başının üstüne götürdü; bu esnada patrik, papazlar, pek çok halk, kadın, çocuk toplanmışlardı; padişah şehrin fevkalâde olduğunu görerek:

“Hakikaten bunlar erkek adamlarmış. Onların muharebe esnasında böylece çarpışmaları ve ölmekten saadet duymaları boşuna değilmiş” dedi; sonra Ayasofya’ya girdi, patrik ve halk yerlere atılarak ağlaştılar; Sultan Mehmet onlara elleriyle susmalarını işaret etti; sükûnet teessüs edince patriğe:

Ayağa kalk. Ben Sultan Mehmet sana ve arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki, bu günden itibaren artık ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz hususunda benim gazabımdan korkmayınız” dedi. Sonra, ordusunun kumandanlarına dönerek: askerin halka hiçbir fenalık yapmamalarını emretmelerini ve herhangi birisi bu emre itaat etmezse ölümle cezalandırılacağını bildirdi.

53 GÜNDE YAZILAN DESTANIN SONUÇLARI:

  1. Orta Çağ bitti Yeni Çağ başladı.
  2. Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş devri bitti yükseliş devri başladı.
  3. 1500 yıllık Roma (1000 yıllık Bizans Devleti) son buldu.
  4. Sultan 2. Mehmet, “Fatih” unvanını aldı.
  5. Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki Bizans'ın yarattığı tehlike ortadan kalktı.
  6. Kalelerin top gülleleriyle yıkılacağı anlaşıldı. Bu gelişmeler Avrupa’da derebeylik rejiminin gücünü kaybetmesine ve mutlak krallıkların güçlenmesini sağladı.
  7. Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan ticaret yolları Osmanlı kontrolüne geçti.
  8. İpek Yolu'nun Avrupa'ya giden kolu ele geçirildi.
  9. Coğrafi keşiflerin nedenlerinden birini oluşturdu.
  10. İstanbul, Osmanlı Devleti'nin başkenti oldu.
  11. Osmanlı Devleti'nin İslâm Dünyası'ndaki saygınlığı arttı.
  12. Türklerin Avrupa'da ilerleyişi hız kazandı.
  13. Fener Rum Patrikhanesi Osmanlı himayesine girdi.
  14. İstanbul'un fethinden sonra İtalya'ya giden bilim adamları, orada eski Yunan ve Roma eserlerini inceleyerek, 'Rönesans'ın başlamasına katkıda bulundular.

Bu kitaplar Fâtih'tir, Selim'dir, Süleyman'dır;

Şu mihrab Sinânüddin, şu minâre Sinân'dır;

Haydi, artık uyuyan destanını uyandır!

Bilmem, neden gündelik işlerle telâştasın

Kızım, sen de Fâtihler doğuracak yaştasın!

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!

Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!

Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...

 

Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın?

Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!

 

(Arif Nihat ASYA)

DUYURULAR